8 Ekim 2008 Çarşamba

Kazimierz'deki Bit Pazarı ve Wisla Nehri

Krakow’da hava iki haftadır hiç olmadığı kadar güzel. Kafamda hep kar ve yağmurla bağdaştırdığım bu şehirde güneşi gördüğüme ne kadar sevindiğimi anlatmaya çabalamak gereksiz olacaktır.
İkinci Dünya Savaşı’na dek Krakow’da çok ciddi bir Yahudi nüfusun yaşadığını biliyordum. Şehrin “Yahudi Mahallesi” olarak bilinen Kazimierz bölgesini iki haftadır çok fazla gezme şansı bulduğum söylenemezdi. Sabah Alman arkadaşlarımız Nadin ve Lisa yurdu terk edip iki Yunan kızla kiraladıkları evlerine taşınmak zorundalardı. Eşyaları taşımalarında yardım ettikten sonra hep beraber tramwaya binip haftasonları şehrin bit pazarının kurulduğu meydana gittik. Pazar yan yana kurulmuş iki parçadan oluşuyor, dar uzun olan küçük kısımda daha çok eski para, kolye, gümüş yüzükler tabaklar aynalar vs. satılırken kare şeklindeki pek de büyük olmayan meydana kurulmuş ana kısımda daha çok kazak-palto-tişört-çikolata vs. gibi şeyler satılıyor. “Bit pazarı bir şehrin kalbinin attığı yerdir” gibi bir laf anımsıyorum, Krakow’un kalbinin attığı yerse bit pazarı falan değil, kafeler, restoranlar, müzeler, konserler…
Bit pazarın gezdikten sonra Serdarla birlikte Wisla nehrine yöneldik. Bit pazarına beş dakika yürüyüş mesafesineki Wisla kıyısında yaklaşık iki kilometrelik uzun bir yürüyüşe çıktık. Öncelikle Wisla’yı Lehlerin “Wisua” olarak telaffuz ettiklerini söylemek lazım. “Wisla” yazarken kullandıkları “l” harfi çizgili v Lehçe alfabede ses karşılığı “u”. Yürüyüş boyunca beş tane köprü gördük ve hemen belirtmeliyim ki her biri birbirinden şekilsiz ve çirkin köprülerdi. Krakow’un havasını bozan şeyleri sıralamaya kalksak herhalde ilk olarak Wisla üzerindeki köprüleri söylememiz gerekir. Şehir merkezini Kazimierz bölgesine bağlayan Grodzka caddesini takip ederseniz Kazimierz’in içinden geçip nehrin üzerindeki en hoş görünümlü köprüye varıyorsunuz, nehir kıyısındaki yürüyüş yolundan (yolun dörtte biri bisikletlere ayrılmış) sola doğru yürüdüğünüzde karşınıza nehre nazır kurulmuş ve hâlâ inşa edilmekte olan birkaç küçük alışveriş merkezi çıkıyor. Nehrin öte yanındaki bölümde bulunan birkaç tarihi bina ve kilise ise uzakta kaldığınızdan dikkatinizi çekmiyor. Çirkin alışveriş merkezini ve büyük sinema salonunu görüp geri döndük ve bu kez ters yönde yürümeye başladık. Yaklaşık bir buçuk kilometre sonra sağ yanınızda Leh İmparatorlarının ikametgahı Wawel Castle ve etrafındaki birkaç ilgi çekici sanırım altı veya yedi yüzyıl yaşında olan kiliseler beliriyor. Sırtınızı Wawel’e dayayıp karşıya baktığınızda hem Wisla hem de Wawel Castle manzaralı Sheraton, Novotel gibi Krakow standartlarına göre büyük sayılabilecek otelleri görüyorsunuz.

28.09.08

Hiç yorum yok: